mayıs, 2021

01may18:00Çevrimiçi EtkinlikEmek Tarihinin Kayıp YüzleriStefo Benlisoy, Yaşar Tolga Cora, Gülhan Balsoy, Rober Koptaş18:00

Detaylar



Geç Osmanlı döneminde emeğin ve emekçilerin durumu üzerine bildiklerimiz son onyıllarda giderek çoğalsa da, bu dönemde emek mücadelesinin bütünlüklü bir manzarasını oluşturabilmekten hâlâ epey uzağız. Gerek Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan büyük demografik kırılmalar, gerek tarihe milliyetçi gözlüklerle bakmanın gerçekliğin ışığını perdelemesi, halk tabakalarının yaşam koşullarını hakkıyla anlamayı imkânsız hale getiriyor, kurumsal siyasi iktidar ve muhalefet akımlarının dışında başka mücadele yollarının varlığını görünmez kılıyor.

Stefo Benlisoy’un İstanbul’un Irgatları kitabından alıntıladığımız şu satırlar, hem tarihsel, hem siyasal olarak o “başka”nın nerelerde bulunabileceğini gösterirken, emek mücadelesinin ülkemizdeki tarihsel köklerini bilerek ya da bilmeden görmezden gelme tavrının sonuçlarına da dikkat çekiyor:

Eğer emekçilerin kurtuluşu gerçekten kendi eserleri olacaksa, tarihin galip gelmişlerin zafer alaylarına katılmakla sınırlı bir geçmiş anlatısına sınırlı kalınmamalıdır. Tarihin her anını ezilenlerin kendi hayatlarını kurma güçlerindeki, eylem ve örgütlenme kapasitelerindeki artış ya da azalma zaviyesinden değerlendiren aşağıdan bir tarih algısı benimsenmelidir. Çünkü Samsun tütüncülerini, İstanbul tramvay işçilerini, İzmir limanındaki hamalları, Samatya’daki yazmacıları, Feshane işçilerini, Cibali Tütün Fabrikası’nda sigara saran kadınları, Yedikule’deki debbağhane amelesini, Zonguldak’taki madencileri, Bilecik’te ipek fabrikasında çalışan kadın emekçileri, Sivas’taki Şark Halı Şirketi’nin kadın ve erkek işçilerini, doğramacı işçilerini, banka memurlarını, tersane işçilerini, Haliç Dersaadet Vapur Şirketi çalışanlarını kendi kaderlerine egemen olmak için mücadele veren ve tarihin yönünü değiştirebilecek failler saymayan bir anlayışla tarihe dair “aşağıdan” bir tartışma yürütmek mümkün değil. (Stefo Benlisoy, İstanbul’un Irgatları: II. Meşrutiyet’te Sosyalist Bir İşçi Örgütü, İstanbul: istos yayın, 2017, s. 11)

1 Mayıs’ta, işçinin emekçinin bayramında, hem geçmiş 1 Mayıs’ları, hem de onları yaratanları hatırlamak üzere, Türkiye emek mücadelesinin geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculukta, Stefo Benlisoy ve Yaşar Tolga Cora meseleyi farklı toplumsal grupların, bu arada etnik ve dinsel topluluklara mensup işçi ve emekçilerin deneyimleri aracılığıyla aktarırken, Gülhan Balsoy da, bu deneyimlerin toplumsal cinsiyet boyutunu tartışıyor.

Rober Koptaş’ın yöneteceği etkinliği buradan veya Yesayan Salonu Youtube kanalından izleyebilirsiniz.

YouTube video

 

*

Stefo Benlisoy 1976’da İstanbul’da doğdu. Fener Rum Lisesi ve Boğaziçi üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldu. Lisansüstü ve doktora eğitimine aynı üniversitenin Tarih bölümünde on dokuzuncu yüzyıl Anadolu’sunda Ortodoks cemaatlerin kimlik dönüşüm süreçleri üzerine çalıştı. İstanbul’un Irgatları II. Meşrutiyet’te Sosyalist Bir İşçi Örgütü  ve Foti Benlisoy’la birlikte kaleme aldığı Türk Milliyetçiliğinde Katedilmemiş Bir Yol: ‘Hıristiyan Türkler ve Papa Eftim başlıklı iki kitabı bulunmakta. Başta Toplumsal Tarih, Tarih ve Toplum, Başlangıç dergi, ve Yeniyol olmak üzere çeşitli dergilerde makaleleri yayımlandı. Halen İTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümünde öğretim görevlisi olarak bulunmakta. Aynı zamanda İstos Yayınları’na katkı sunmaya çalışıyor.

Yaşar Tolga Cora Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesidir. Doktorasını 2016 yılında Chicago Üniversitesi’nden aldı, 2017’de Michigan Üniversitesi Ermeni Çalışmaları Programı’nda doktora sonrası araştırmacı olarak bulundu. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Ermeni toplumunun tarihine otobiyografi ve hatıratlar üzerinden bakmanın yanı sıra, sosyal tarih perspektifiyle Ermeni zanaatkarlar, göçmenler ve kadın emeği tarihi üzerine yoğunlaşakta. Yakın dönemde Journal of the Social and Economic History of the Orient ve International Review of Social History’de imparatorluğun son dönemindeki tekstil üretimi ve Ermeni kadın emeği üzerine makaleleri yayımlandı.

Gülhan Balsoy İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümünde öğretim üyesidir. Doktorasını Binghamton Üniversitesi Tarih bölümünde yaptı. Geç Osmanlı doğum politikalarını incelediği doktora tezi The Politics of Reproduction in Ottoman Society, 1838–1900 (Routledge, 2013) ismiyle basıldı. Bu çalışmanın Türkçesi Kahraman Doktor İhtiyar Acuzeye Karşı: Geç Osmanlı Doğum Politikaları ismiyle Can Yayınları’ndan yayımlandı. Geç Osmanlı kadın ve toplumsal cinsiyet tarihi üzerine çalışıyor ve halihazırda ondokuzuncu yüzyıl Osmanlı toplumunda toplumsal cinsiyet ve yoksulluk üzerine araştırma yapıyor.

Çevrimiçi Etkinlik Detayları

Event has already taken place!

X
X