Nesrin Uçarlar ve Ümit Kurt, Kanun ve Nizam Dairesinde’yi konuşuyor
İstanbullu Bir Ailenin Tarihi
Tülin Özen, Mehmet Fatih Uslu
Rober Koptaş soruyor, Taner Akçam yanıtlıyor
Ayşan Sönmez yöneticiliğinde
Anna Maria Beylunioğlu yöneticiliğinde
Taner Akçam’ın son kitabı Ermeni Soykırımı’nın Kısa Bir Tarihi hayli ilgi gördü. Kitabın yayımlandığı günlerde Gazete Duvar’dan Filiz Gazi’nin Akçam’la yaptığı söyleşide yer alan bir cümle ise içerdiği “ilk gece hakkı” ifadesinden dolayı, bir grup Kürt araştırmacı ve aydının imza toplayarak Akçam’ı özür dilemeye davet etmesiyle tartışmaların odağına oturdu. Bu süreçte köşe yazılarıyla suçlamalara, sosyal medyada ise hakaretlere maruz kalan Taner Akçam konuyla ilgili açıklamasını Yesayan Salonu aracılığıyla kamuoyuyla paylaştı. Akçam’ın açıklama metnini ve eklerini yayımlıyoruz.
Figen Şakacı ile söyleşi
Yesayan Salonu’nun her ay gerçekleşen etkinlik serisi Edebiyat Patikaları’nda Melike Koçak ve Alara Çakmakçı, yazar Figen Şakacı’yı ağırladı. Yazarın İletişim tarafından yayımlanan, Bitirgen’le başlayıp Pala Hayriye’yle devam eden, Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı’yla noktalanan roman üçlemesi ve son çıkan öykü kitabı Kesekli Tarla’nın konuşulduğu bu sohbet, aynı zamanda Figen Şakacı’nın edebiyatı ve yazarlığına da derinlemesine bir bakış sunuyor.
Geç Osmanlı döneminde emeğin ve emekçilerin durumu üzerine bildiklerimiz son onyıllarda giderek çoğalsa da, bu dönemde emek mücadelesinin bütünlüklü bir manzarasını oluşturabilmekten hâlâ epey uzağız. Gerek Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan büyük demografik kırılmalar, gerek tarihe milliyetçi gözlüklerle bakmanın gerçekliğin ışığını perdelemesi, halk tabakalarının yaşam koşullarını hakkıyla anlamayı imkânsız hale getiriyor, kurumsal siyasi iktidar ve muhalefet akımlarının dışında başka mücadele yollarının varlığını görünmez kılıyor.
1 Mayıs’ta, işçinin emekçinin bayramında, hem geçmiş 1 Mayıs’ları, hem de onları yaratanları hatırlamak üzere, Türkiye emek mücadelesinin geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu yolculukta, Stefo Benlisoy ve Yaşar Tolga Cora meseleyi farklı toplumsal grupların, bu arada etnik ve dinsel topluluklara mensup işçi ve emekçilerin deneyimleri aracılığıyla aktarırken, Gülhan Balsoy da, bu deneyimlerin toplumsal cinsiyet boyutunu tartışıyor.